• USD  32,55
  • EURO  34,98
  • BORSA  9.722,09
  • ALTIN  2.429,27
SON DAKİKA

Sivas katliamı sanıkları insanlığa karşı suçtan yargılanmalı!

Sivas katliamı sanıkları insanlığa karşı suçtan yargılanmalı!

01 Temmuz 2019 18:08

Polis kayıtlarına göre, olaya 15.000 eylemci katıldı. Bu sayıdaki bir kalabalığın Sivas'a nasıl girdiği ve olaylardan sonra nasıl kaçtıkları hala aydınlanmadı.


(Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber)

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılmasıyla başlayan olaylarda 33’ü yazar, ozan ve aydın ile iki otel çalışanının hayatını kaybettiği Sivas Katliamı davası avukatı, CHP’li eski milletvekili Şenal Sarıhan, “Bugün çeyrek asırdır hala Madımak’ın önüne gidilerek bir mitingle, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ilk günkü gibi düzenlenen etkinliklerle anılıyorsa; bu acının henüz soğutulmadığının bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor” dedi.  

Zaman aşımına uğrayan ana dava dosyasından ayrılan  firari sanıklarla ilgili 26 Eylül 2019 tarihinde yapılacak duruşmaya dikkat çeken Sarıhan, “26 Eylül’de yeni bir duruşmamız var, insanlığa karşı suç meselesini mahkemenin kabulünü sağlayacak hukuki bir gelişmeyi hep birlikte başarabiliriz” diye konuştu.

“Yargı Sivas katliamındaki sanıkların eylemini insanlığa karşı suç olarak değerlendirmeli ve acımızı hafifletmeli” diyen Sarıhan, Madımak Oteli katliamının 26.yılında gelinen noktayı Medya Faresi’ne değerlendirdi.


Hülya Karabağlı 
“Çeyrek asırdır bu davanın arkasındaki örgütlü güçlerin ortaya çıkarılması, bunların yargı önünde hesap vermesi için hukuk mücadelesi veriyoruz”

2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta gerici güçler tarafından gerçekleştirilen Sivas katliamının 26. Yılındayız.  Aradan çeyrek asır geçti bu arada Sivas’ta iki çocuğunu da yitiren Menekşe ve Koray’ın daha sonra olan yeni bebekleri bugün üniversiteyi bitirdi ve yaşamın içine atıldı. Yani,  26 yılda bir insan büyüyor, yaşamın içinde yol almaya başlıyor ama kaybedilmiş olanları geri getirme imkanı doğal olarak yok herkes kendi acısı ve kendi yaşamını sürdürmek için çaba gösteriyor.

Bugün çeyrek asırdır hala Madımak Oteli’nin önüne gidilerek bir mitingle veya Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ilk günkü gibi anılıyorsa bu acının henüz soğutulmadığının bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.

Bu acıyı soğutacak olan merci devlettir, İktidardır, yargıdır doğal olarak. ama biz ben de bu davanın avukatı olarak çeyrek asırdır bu davanın arkasındaki örgütlü güçlerin ortaya çıkarılması, bunların yargı önünde hesap vermesi ve onların verdiği bu hesabın aynı yolda hareket edecek olan etmeye niyetli olan ki; zaten katliamlar sürdü Sivas’la sonlanmış değil, ondan sonra da sayısız acı yaşadık bunların yinelenmemesi için  bir hukuk mücadelesi vermeye çalışıyoruz.

“Polis tutanaklarına göre olaya katılan 15 bin kişiydi”

2 Temmuz 1993 günü açılmış bir davamız vardı, bu yargılamada 156 kişi polis önüne geldi.  Mahkeme 123’ü hakkında yargılamayı sürdürdü davalar açıldı. Polis tutanaklarına göre olaya katılan 15 bin kişiydi. 15 bin kişiden 123’ü mahkeme önüne çıkarıldı.

Mahkeme süren dava önce adiyen adam öldürmeden ceza verdi temyiz ettik, Yargıtay bozdu. Yargıtay’ın bozması üzerine de verilen karar Anayasal düzeni tebdil, tağyir ve ilgasıydı.

Çünkü, ‘laiklik gidecek şeriat gelecek’, ‘Muhammed’in ordusu laiklerin korkusu’, ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’, ‘şeriat isteriz’ bu sloganlar açıkça Anayasal düzenin değiştirilmesini hedefleyen sloganlardı. Yani eylemin amacını gösteren sloganlardı. Sonuç olarak Yargıtay bu noktada bir karar verdi.

Fakat ilginç olan bu 123 kişi içinde olan o dönemde idam cezası vardı kaldırıldı ve ağırlaştırılmış müebbete dönüştü cezalar, bunların arasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olanlar tahliye edildiler.

Tahliye edilenler sadece onlar değil 146/3’ten ceza alanlar da çok sayıda sanık yeniden ele geçmedi, hükümlerinin infazı mümkün olmadı ya da bazıları hakkında da dava devam ediyor.  2011 yılında mahkeme zaman aşımı nedeniyle davaya düşme kararı verdi.

“Gıyabında yargılanmakta olan birkaç sanık var”

Şu anda gıyabında yargılanmakta olan birkaç sanık var. Bunlardan 7’si hakkında 2011 yılında Erçakmak ve arkadaşları hakkında dava görüldü. Şu anda Eren Ceylan ve arkadaşları diye üç kişilik bir dava yürüyor. Biz şimdi şu mücadeleyi veriyoruz kaçaklar yakalanmalı ve mahkeme önüne getirilmeli, bunların büyük bir çoğunluğu Avrupa’da ve Arabistan’da bulunuyor. İkincisi, iç hukukumuza göre zaman aşımı süreçleri bu davada işlememeli, burada hakim olan insanlığa karşı suçtur.

“İnsanlığa karşı suç kavramı iç hukukumuzda var;  zaman aşımı uygulanmamalı”

Kaldı ki;  insanlığa karşı suç kavramı 2005 yılında bizim iç hukukumuza girdi bu sebeple zaman aşımı  uygulanmamalı. Mahkeme aramaya devam etmeli,  kırmızı bültenler yürürlükte kalmaya devam etmeli,  çoğunda bunun için emek veriyoruz, hukuk bunu sağlasın istiyoruz.

“ Hukuk, bu tür katliamcıların heveslelerinin önünü kesmeli”

Hukuk insanlığa karşı suçu zaman aşımına uğratmayarak katliamcıların bu tür katliamlar için  heveslerinin önünü kessin istiyoruz. Bu sadece hukukçuların sürdürdüğü mücadele değil, bütün aileler çocuklarını,  yakınlarını eşlerini yitirmiş olan ailelere onların arkasındaki alevi örgütleri,  aynı zamanda  demokratik kitle örgütleri bu davayı ciddiyetle takip ediyorlar. 26 Eylül’de yeniden bir duruşmamız var, insanlığa karşı suç meselesini mahkemenin kabulünü sağlayacak hukuki bir gelişmeyi hep birlikte başarabiliriz.

Yargı Sivas katliamındaki sanıkların eylemini insanlığa karşı suç olarak değerlendirmeli ve acımızı hafifletmeli.

2 Temmuz 1993’te ne olmuştu?

O dönemde Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat  Şenal Sarıhan, Türkiye Barolar Birliği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Siyasi partilerin hukuk büroları, siyasi dergi çevrelerinden olan avukatlarla ortaklaştırılmış olan müdahil avukatlar kollektifi oluşturuldu  26 yıldır da hukuk mücadelesi  veriliyor.

Yangından sonra düzenlenen polis kayıtlarına göre, olaya 15.000 eylemci katıldı. Bu sayıda katliamcının Sivas'a nasıl girdiği ve katliamdan sonra nasıl kaçtıkları hala aydınlanmadı.

Pir Sultan Abdal Derneği, Kültür Bakanlığı'nın da desteği ile Sivas'ta 1-2 Temmuz 1993 tarihlerinde Pir Sultan AbdaL Şenlikleri düzenlemişti. Tanınmış çok sayıda aydının ve derneğin tiyatro ve folklör ekiplerinde görev alan gençlerin katıldığı etkinlik için yasal izinler de alındı. Aziz Nesin'e yönelik karalamalarla etkinlik kışkırtılmaya çalışıldı.

”Müslüman Kamuoyu'na “ başlıklı ve “Müslümanlar” imzalı bildirilerle hava gerginleştirildi. Etkinliğin ilk günü kısmen sakin geçti. Cuma gününe rastlayan ikinci günü camilerde topladıkları gruplarla saldırılar başlattılar. Ana sloganları “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak/ Laiklik gidecek, şeriat gelecek/ Muhammed'in ordusu, laiklerin korkusu/ Hizbullah Geliyor/ Şeriat gelecek, yüzler gülecek” ti. Kültür Merkezi'ne yönelik ilk saldırılar, emniyet güçleri, jandarma, yerel ve idari yöneticilerin ciddi “ihmalleri “ ile katliama dönüştü.

Ozanlar heykelini parçalayan güruh, konukların kaldığı Madımak Oteli'ni ateşe verdi.Otelin içinde bulunan 35 insan, yanarak ve dumandan boğularak yaşama veda ettiler. Yangın sürerken, 62 kişi otelden kendi çabaları ile kurtuldu. Bunlardan 12si ağır yaralı olarak çıkabildi. Aziz Nesin ve yazar Lütfü Kaleli itfaiye merdiveni uzatılarak kurtulabildi.

(Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber)


madımak, sivas, şeriat, şenal saıhan
ÖNCEKİ Öztürk Yılmaz, Suriyeli gerçeğini rakamlarla anlattı SONRAKİ Benzin 7 lirayı gördü!