• USD  32,51
  • EURO  34,80
  • BORSA  9.680,61
  • ALTIN  2.417,91
SON DAKİKA

Son yedi yılda en az 817 kadın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

Son yedi yılda en az 817 kadın işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

09 Mart 2020 10:36

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle son 7 yılda iş kazalarında yaşamını yitiren kadınlara ilişkin verileri açıkladı. İSİG, son yedi yılda en az 817 kadın işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti.


Turkiyegundemi.com (Ankara)

İSİG raporunda yer alan veriler şöyle; 2013’te en az 103, 2014’te en az 131, 2015’te en az 121, 2016’da en az 110, 2017’de en az 117, 2018’de en az 120, 2019’da en az 115 kadın işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren kadınların 54’ü mülteci/göçmen (34 Suriyeli, 6 Gürcistanlı, 5 Özbekistanlı, 2 Rusyalı, 1 ABD’li, 1 Afganistanlı, 1 Japonyalı, 1 Kırgızistanlı, 1 Kolombiyalı, 1 Moldovyalı, 1 Türkmenistanlı...). 817 kadın işçinin 148’i çifti ve 48 esnaf, 621’i ücretli çalışandan (işçi ve memur) oluşuyor. Yaşamını yitiren kadın emekçilerin yüzde 98’i sendikasız.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle son 7 yılda iş kazalarında yaşamını yitiren kadınlara ilişkin verilerinde tablo hiç iyi değil.  İSİG açıklamaları şöyle:

 “Kadınlara dayatılan çalışma koşulları kadınları sağlığından ediyor”

Tarım işçisi kadınlar, ücretli ev işçisi kadınlar, göçmen işçi kadınlar, sağlıkçı kadınlar… iş yolunda ya da iş başında, trafik kazalarında, makinenin ezmesiyle, şiddet sonucu ya da iş baskısının yarattığı stres sonucu 7 yılda en az 817 kadın emekçiyi kaybettik.

Kadınların toplumsal cinsiyet konumları, biyolojileri, çalışma koşulları ve çalışma alanları iş kazalarında, bu kazaların türlerinde ve boyutlarında, meslek hastalıklarında kadınlar ve erkekler arasında farklılıklar ortaya çıkarırken, bu alanın en az görünen yüzü kadın emeği; dolayısıyla kadın iş cinayetleri, kadınların meslek hastalıkları ve iş kazalarıdır.

Oysaki, kadın emekçilerin sağlığı ve güvenliği; kadının görünmeyen ve karşılığı ödenmeyen çifte mesai emeği, kadının çalışma yaşamındaki eşitsiz konumu ve çalışma yaşamının erilliği sebebiyle özgündür. İşçi sağlığı ve güvenliğini mesai saatleri içerisine indirgeyen bakış açısı, emeği yalnızca iş süresi ile sınırlandırıp emekçilere dayatılan yaşam koşullarını gözardı ederken, kadının yeniden üretim için harcadığı, karşılığı ödenmeyen “ücretsiz ev içi emeği”ni yok sayarak kadın emeğini ikinci kez daha yok saymaktadır.

Çalışma ortamının erilliği de kadın işçi sağlığı ve güvenliğini özgün kılmaktadır. Kadınlara dayatılan bu erillik, ortam ve araçların tasarımından, işyerlerinin yönetim yapısı ve çalışanlar arasında işbölümü ve ilişkiye kadar her yerde görülmektedir. Aynı işi yapan kadın ve erkek emekçiler dahi aynı işi yapmamakta, genellikle toplumsal cinsiyet rollerine göre farklı işbölümü içerisinde şekillenmektedir.

Kadın emeği politikaları ve kadınlara dayatılan çalışma koşulları kadınları sağlığından ediyor

Türkiye’de kadınlara giderek daha fazla esnek çalışma biçimleri dayatılırken, esnek çalışmanın kadın emeği üzerindeki önemli müdahalelerden biri olan uzun çalışma saatleri, kadın emekçilerin sağlığıyla ve güvenliğiyle oynamaktadır.

Kadın emekçiler aynı işi yaptıkları erkek işçilerle eşit şartlarda çalışamaz ve kadın olduğu için ayrımcılığa uğrarken erkek işçilerle eşit ücret de alamamaktadır. Kadın işçiler; aynı düzeyde eğitim aldıkları erkeklerin ortalama ücretinin ancak yüzde 77,8’ini alabilmektedir. Çalışma yaşamında kendilerine yer açabilmek içinse herkesten fazla çalışmak ve yük almak zorunda kalmaktadır.

Kadınlar işyerlerinde kadın olduğu için ayrımcılığa maruz kalmakta, akıl ve ruh sağlığı etkilenmekte, bedensel olarak da zarar görmektedir. Kadın emekçilerin; patronları, idari amirleri, ustaları ya da başka bir işçi tarafından uğradığı mobbing ve cinsel taciz o işyerinde bulunan sınıfsal bazlı iktidar odaklarının yanı sıra toplumsal cinsiyet kaynaklı iktidar odaklarını da gözler önüne sermektedir.

Kadınların, işyerlerinde daha yoğun bir biçimde karşılaştığı ve zaman zaman çalışma yaşamının dışına itebilecek şiddetteki mobbing, cinsel taciz, cinsel sataşma, gece vardiyaları sırasında ve işten dönerken karşılaştıkları tecavüz gibi toplumsal cinsiyet kökenli saldırıları bertaraf edebilecek sistemli bir yasal korumanın olmaması, bunların daha da çok artmasına sebep olmaktadır.

Ev içi emeğin ana gövdesini oluşturan göçmen kadın işçilerin çalışma koşulları çok daha vahim bir tabloyu yansıtıyor. Pasaportlarına el konulma, kaçak olarak çalıştırılma, “işçi kiralama bürosu” işlevi gören aracı şirketler eliyle çalıştırılma, işyerinde taciz, tecavüz ve şiddet, ücretini alamama göçmen kadın emekçilerin en büyük sorunları. Eski milletvekilinin evinde çalışan göçmen kadın işçi Nadira Kadirova’nın aydınlatılamayan ölümü, yine çalıştığı işveren tarafından sistematik şiddete ve sömürüye maruz kaldığını bir videoyla kamuoyuna duyurmaya çalışan Sonam Karmu Sherpa’nın yaşadıkları göçmen kadın işçilerin çalışma koşullarının örnekleridir.

Artan kadın cinayetlerinin bir kısmı, iş cinayetlerinin göz ardı edilen yanı bu cinayetlerin iş cinayeti boyutu. İşyerleri, kadına yönelik şiddetin mekânları arasında en az tartışılanı olsa da hem sınıfsal hem de cinsel eşitsizliğin birleşimi çok daha vahim bir şiddet tablosunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Son yıllardaki kadın iş cinayetlerinde kadına yönelik şiddetin belirleyiciliği göze çarpıyor: Şule Çet, Nadira Kadirova, Ceren Damar cinayetleri bu şiddetin en görünür yüzleridir.

Öte yandan yıllardır kadın iş cinayetlerinin neredeyse yarısının gerçekleştiği tarım sektöründe çalışan kadınlar, Türkiye’de ücretsiz aile işçiliği, kayıt dışı istihdam ve kadın iş cinayetlerinin ana gövdesini oluşturuyor. Yıllardır hiçbir önlem alınmayan, hiçbir düzenleme yapılmayan tarım sektöründe çalışan kadınların yüzde 80’i ücretsiz aile işçisi. Tohumlama, yabani ot ayıklama, çapalama ve hasat gibi emek yoğun işlerde çalışan kadınların beslenme, barınma, temiz suya erişme gibi çok temel ihtiyaçları dahi karşılanmıyor.


internet haberleri, kadın işçi, iş cinayetleri, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
ÖNCEKİ Engin Özkoç’a yumruk atan AKP'li vekilden sert sözler: Yine aynısı olacak SONRAKİ TMMOB Maden Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubu: Kadın mücadelesinin adıdır 8 Mart