Arzu Güven guvenarzutc@gmail.com
1984 Okyanusya ve Mutlu azınlığın Türkiyesi
15 Eylül 2020 08:38
1500 kişilik düğün bile! Hayır distopya değil gerçek! Aşk mı? Kişiye göre değişiyor. İktidar seçkiniysen bütün dünya senin. Başka zaman anlatırım.
1984 OKYANUSYA VE MUTLUAZINLIĞIN YAŞADIĞI TÜRKİYE
1984'ü bilmeyen yoktur. George Orwell’in Stalinfaşizminden etkilenerek yazdığı tüm zamanların en çok okunan Muhteşem kült eserİ.
Kısa bir özet geçmek gerekirse: 1984, Büyük Birader tarafından yönetilen üç kutuplu ülkeye ayrılmış Okyanusya Devleti’nde yaşanan baskı ve faşizmin distopik bir kurgusu aslında. Kitabın başkahramanı Winston Smith. Büyük Birader’e başkaldıran “Son Direnişçi”. Ve sevgilsi Julıa var. Winston’ın Julia’ya verdiği “Seni Seviyorum” yazılı not ise siyasi bir direniş.
Çünkü Okyanusya’da aşk, evlilik yasak. Bildiğim bir ülke daha var, salgın hastalıkla mücadele(!) ettiği için sosyal düzen kuralları gereği evlilik değil ancak düğünler yasak. Ama bu ülkede babanız iktidar partisinin vekiliyse hiçbir şey yasak değil. 1500 kişilik düğün bile! Hayır distopya değil gerçek! Aşk mı? Kişiye göre değişiyor. İktidar seçkiniysen bütün dünya senin .Başka zaman anlatırım .
Gelelim O ülkeye…
Tarikat şeyhlerinin tecavüz ve taciz haberlerine sansürün gelenek haline geldiği, nerede şaibe varsa, orada karartmanın uygulandığı; milli değerleri unutturmak için tarihi hafızayı sıfırlamaya çalışan, kendi ideolojisine hizmet eden insan tipini çoğaltmak adına politika üreten bir iktidarın olduğu ülke burası.
Okyanusya’daki gibi 101 nolu oda değil , gazeteciler ve muhalifler için hazır tutulan Silivri Zindanları var.Hukuksuzluk, işsizlik, Suriyeli mülteciler, EYT mağdurlarıvar. Eğitimde gordion düğümü üstelik ama; iktidarın satın aldırdığı iletişim araçları ile gerçeklerden farklı duruma inandırılan “Mutlu bir Azınlık” yaşıyor. Muhalefetİ önlemekle görevli medyanın kurgusal dili de çok yaratıcı:
Bknz: A Haber
Yoksa baskıcı dünya fantazisi gerçek mi oluyor?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN ARKASINDAYIM!
Keşke bütün karanlıklar distopik romanlarda kalsaydı…,
Neyse .
Yazsam kitap olur.
Hafta sonu kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan mevkidaşıMacron’a “Haddini Bil” dedi ya,
İyi dedi .
Vatandaşın makus talihi değişmeyecek ama…
Emmanuel’in Akdeniz’de “Fransız Hikayesi” hayaline ayar verdi
Bazı siyaset bilimciler , iç/dış dinamiklerin ayrı değerlendirilmesine karşıdır.
Otoriteyi meşrulaştırdığını ve temel özelliği halkın üzerinde zorlayıcı güç uygulamak olan iktidarların işini sağlama aldığı görüşüyle dış politika kavramını masum görmez.
Karizma Otorite mi?
Yok öyle bir şey.
Tamam da ne yapalım?
Marina gibi Macron’u mu desteleyelim ?
Kusura bakmayın ama ,
Batı’nın sağ kolu değilim!
ÇALIYOR YİNE EPİK TAMTAMLAR
Macron’a verdiği “ayar” salgın tedbirlerini hiçe sayarak 100 bin üye etkinliğinde vatandaşı meydana toplayan AKP Genel Başkanı’nı eleştirmeme engel değil.
Üstelik söylediklerine anlam vermekte imkansız.
Yedi düvele tıbbı malzeme yollayan Devlet Baba,
Kendi ülkesinde ilkokul çocuklarından kayıt için kolonya ve dezenfektan istiyor,
Vatandaşın birikimi BES’e göz dikiyor,
Kredisini ödeyemeyen öğrenciye haciz geliyor,
Sn. Erdoğan :
Ekonomi pik yapmış diyor.
Fıtch ve Moody’s Türkiye’nin kredi notunu düşürmüşken üstelik.
En korkucu olan da kitlesi alkışlıyor
1984 kitabından şöyle bir cümle kalmış aklımda:
“Tek bilinen, kâğıt üzerinde bol keseden bot üretilirken, Okyanusya halkının belki de yarısının yalınayak dolaştığıydı.”
Hadi O Zaman
Çalsın Epik Tamtamlar:
Nereden Nereye Geldi Türkiye!
Sevgiyle