• USD  32,50
  • EURO  34,69
  • BORSA  9.693,46
  • ALTIN  2.499,53
SON DAKİKA
Fidel’e ağıt yakılmaz…

Semra Topçu semra_tv@yahoo.com

Fidel’e ağıt yakılmaz…

28 Kasım 2016 13:44

İnsanlık tarihinin önemli figürlerinden biriydi. Daha iyi bir dünya hayali onunla gerçek oldu, umudun yeşertilebilmesinin somut göstergesiydi.


90 yaşında yitirdiğimiz Fidel Castro devrimci, komünist ve Marksist Leninist’ti. ABD’nin bütün gücüyle hedef aldığı, ambargoyla cezalandırdığı ama yıldıramadığı güçlü bir iradeydi.

Kapitalist dünyanın, bir rüyanın gerçek olma halinin bilinmesi istenmediğinden görmezden gelmeye çalıştığı Küba’yı var eden Castro’yu uğurlarken iki film izledim.

Biri ‘Ben Kübayım’ diye dilimize çevrilmiş olan 1964 yapımı aslında sinema başyapıtı olarak nitelenen ama ABD’nin etkisiyle birçok ülkede gösterilmeyen bir film. Ben Kübayım, devrim öncesinde yaşananları anlatırken, devrime gidiş sürecini ortaya koyan bu filmde, Rus sinemasının propaganda amaçlı etkisi yoğun hissediliyor ama Küba'yı anlamak için kıymetli bir film.

Diğeri Oliver Stone’un Son Efsane Comandante adlı belgeseli... 75 yaşındaki Castro’nun rehberliğinde Küba’yı gezen Stone’ın soruları bazen insanı güldürse de, Castro’nun kişiliğini, gücünü, esprili yaşam algısını ve önemsediklerini gösteren, Castro’nun Küba’sını anlatan bu film de son derece kıymetli... Özellikle eğitim ve sağlık alanında neler başarıldığını gösteriyor ve hayran bırakıyor.

Sosyolog Kadir Cangızbay ile Halk Tv'de Castro'yu konuştuk, sohbet ederken çok gururlandım. İnsanlık adına öğle güzel bir eser bıraktı ki bize Castro, kim ne derse desin ‘balçıkla sıvanamayacak’ bir güneşe sahip olduk; devrime ve başka bir dünyanın mümkün olduğu gerçeğine… Kadir Hoca Fidel Castro’yu, Castro’nun Küba’sını, “insanın insan haline gelmesi için eğitimi, insanın can olarak yaşayabilmesi için de sağlığı önemseyen ahlaki ve felsefi bir hamle” olarak niteledi.

İnsanlık için ümit olan bir figür olarak o, sadece askeri siyasi bir başarı kazanmamış, direnişle ortaya koydukları itirazın ardından ahlaki bir devrim yapmıştı. İdeolojik temelini Fransız Devrimi’nden alan aydınlanmacı bir yaklaşımla insan haklarına saygılı bir sistemi var etmi ve yaşanır kılmıştı.

Evet, “Benden sonra kolay olmayacak ama halkımın sağduyusuna güvenim tam” diyen Castro 90 yaşında bu dünyadan göçtü ama yarım asırlık Küba devrimi ile kendi kuşaklarını yetiştirebildi. Türkiye için yapılan değerlendirmelerde Mustafa Kemal Atatürk’ün erken göçüşü ve çok partili siyasi hayata erken geçiş ile Cumhuriyet kuşaklarının tam olarak yetişmediğine vurgu yapılırken, bir devrimin yaşayabilmesi için üç kuşak geçirmesi gerekir diye değerlendirme yapılıyor. Biz değil ama Küba üç kuşaktan fazla yetiştirdi. dolayısıyla Castro sonrası ne olur bilinmez ama insana, insanına değer veren Castro’yu yattığı yerde Kübalıların inciteceğini sanmıyorum.

Bundan sonra Kübalılar ve insanoğlu, süpergüç ABD’nin burnunun dibinde, bütün engelleme çabalarına rağmen yeşermiş bir yeryüzü cennetini mümkün kılan ve insanlığa armağan eden Castro’ya teşekkür edecek.

O yüzden ona ağıt yakılmayacak çünkü o da dünya tarihindeki ‘şükranla’ anılacaklar hanesinde yerini aldı…
Uğurlar olsun.