• USD  32,55
  • EURO  34,84
  • BORSA  9.722,09
  • ALTIN  2.433,98
SON DAKİKA
Kibritçi kız gibi uyumuş olsunlar

Semra Topçu semra_tv@yahoo.com

Kibritçi kız gibi uyumuş olsunlar

01 Aralık 2016 20:03

Adana’da bir tarikat yurdunda 11 çocuk, 1 eğitmen öldürüldü. Hiç aklımdan çıkmıyor, nasıl can verdiler ki? Çığlıkları duyuldu mu?



Birbirine sarılmış oldukları anlatıldı. Acaba ölürken akıllarından neler geçti; çığlık attılar mı mesela, ağladılar mı ya da?

Dumanın etkisiyle uykuya daldıklarını düşünmek iyi geliyor bana. Uyandıklarında kabusun bitmiş olacağını umduklarını düşünmek...

Umutla uykuya geçtiklerini düşlüyorum. Yakıştıramıyorum ki onlara çaresizliği de, umutsuzluğu da... Ölümle karşılaştıklarında hissetmiş olabilecekleri dehşeti yakıştıramıyorum onlara.

İnsan böyle yası nasıl atlatır ki? Nasıl uğurlar ki zihninden, yanmış minik bedenleri? Nasıl susturur ki çığlıkları?

Ama ölüsünü uğurlamalı insan. Öfkesiyle, isyanıyla, uğurlamalı...

Tıpkı kibritçi kız gibi gittiklerini düşünmek istiyorum. Donarak değil, yanarak da olsa, usul usul, sessiz sedasız; uyandıklarında kabusun bitmiş olduğunu umut etmiş olarak uyumuş olsunlar.

Yoksa gördüler mi tüm gerçeği, bir anda büyüdüler mi? Ölürken ‘ah’ edecek yaşta değillerdi ama kendilerini ölüme hapsedenlere ilendiler mi, isyan ettiler mi?

Bu düşüncelere de katlanamıyorum ki? Çocuklar ah etmesin, ilenmesin... Uzak olsun bu karanlık onlardan. Biz üstlenelim o sorumluluğu.

İçim kötülükle sarılıyor, ah edip, ileniyorum hepsine; daha beter acılarla, daha beter ölümlerle karşılaşın!

Ama yetmiyor... 11 kız çocuğu öldürüldü bu ülkede. Feryadım, ağıdım durmuyor, susamıyorum.

O ölüm anında uykuya dalmış, kabustan uyanmayı umut etmiş olsunlar, lütfen. Çünkü onların bir anda yaşlandıklarını, hayatın ağır gerçeğini öğrendiklerini düşünmek dahi istemiyorum. Onlara sadece kibritçi kızın gidişini yakıştırıyorum. Usul usul, sessiz sedasız uyumuş olsunlar.

Canım yavrularım, affedin bizleri... Yine koruyamadık sizleri...

Of ki of...

Cemaatlerle, tarikatlarla ülkeyi mahvettiler; liyakatsızlığı, ehliyetsizliği teşvik edip, yaygınlaştırıp, birbirlerini kayıra kayıra kural-kaide-standart önemsemeden bu ülkenin insanlarını öldürüyorlar. Artık çocuklara kadar ulaştılar. Taciz, tecavüzlerle tiksiniyorduk, şimdi minik bedenler uğurluyoruz. 11 minik bedeni toprağa verildik bugün.

Denetlenmişmiş, kaçak sayılmazmışmış, ders çıkarılacakmışmış, tedbirler alınacakmışmış...

Kimi kandırıyorsunuz; denetlemiş, olur vermişsiniz. Oysa kapı kolu yokmuş, kapılar kilitliymiş, yurt koşullarına uygun olmayan döşemesi, çatısı varmış... Eksikmiş, uygun değilmiş, yanlışmış; gözyummuşsunuz.

Acaba fıtrat, kader değip yine rahat rahat uyuyacaklar mı? Olmaz ki, olamaz ki... Olur, oldu. Daha önce yine oldu. Sekiz yıl önce Konya’da 18 çocuk öldü kaçak tarikat yurdunda... Davası hala sürüyor, sorumlu bulunamıyor.

Vicdansızlık!

Anadolu’da şöyle diyorlarmış yıllar yıllar öncesinde; ‘zulmünüz artsın ki tez zeval bulasınız’. Zihin anımsıyor da bu söz de oturmuyor.

Yok olmuyor... Yetmiyor... Geçmiyor.

Ne olur yapmayın... “Çocuklara kıymayın efendiler”, yapmayın.