Demet Altınyeleklioğlu demet.altinyelek@gmail.com

Kulak memesi kıvamında

15 Aralık 2017 12:10

Dizilere ve filmlere getirilmek istenen engeller için sıkça kullanılan Türk Aile yapısı kavramını Türkiyegündemi.com yazarı Demet Altınyeleklioğlu kendisine has üslubuyla yorumladı..

Ciddi kadınım vesselam.

Ben güldüğümü zannederken somurturmuşum; öyle diyorlar.

Hatta kendini beğenmiş filanmışım da, ama valla hakkımı yiyorlar.

Türk aile yapısı mağduruyum ben.

İğne oyası gibi hücrelerime işlemişler, ciddi ve vakur durma hasletlerini.

Şu yaşa vardım, bir türlü kulak memesi kıvamına gelemedim. Kabartma tozu unutulmuş kek sertliğindeyim.

Ama milli aile yapımıza laf söyletmem.

Öyle ya; korumak lâzım, koruyup kollamak lâzım, özenle, gereken itinayı göstererek gelecek nesillere aktarmak lâzım.

Geçende “Aile Arasında” filmine gittim de, Demet Evgar’ı görünce hatırladım. Kadıncağızın yanılmıyorsam senaryosunu da kendisinin yazdığı ve Emre Karayel’le birlikte oynadığı çok tutulan bir dizisi vardı. “Bir Erkek, Bir Kadın.” Ciddi kadınım ya; kolay kolay öyle her komediye gülmeyen beni bile güldürürdü. Dizideki çift senaryo gereği nikâhsız yaşadığı için “Türk aile yapısına uygun değil,” diye yayından kaldırılmıştı.

Pek de iyi olmuştu hani!

Çünkü Türk aile yapısının, Fransız aile yapısına dönüşmesi an meselesiydi!

Yok, Fransız aile yapısını ben de bilmem, bir yapısı var mıdır onu da bilmem, bu konuda cidden Fransızım; bir Fransız dizisinden uyarlanmış da, o bağlamda dedim.

Milli aile yapımız böylece kurtulmuş oldu. Fena mı oldu? Pabuç bırakmayız öyle dizilere filan. Ha kan, gözyaşı, şiddet, dehşet sarmalında, anne, baba, eş dost, hısım, akraba, sülale, karı-koca, sevgili çaprazında her türlü helecanı körükleyerek adrenalin patlamasına sebep olan günümüz yerli dizileri mi? Onlar zaten şakır şukur yayınlandığına göre mübarek aile yapımıza tıpa tıp uygun, pek bir münasip demektir.

Eh bu dizilerin verdiği o şevkle, o ‘subliminal’ mesajla, o hayat dersleriyle çağa ayak uydurmamak elde mi?

Güncelleniyor ailenizin yapısı. Ne yani; güncellenmesin de, insanlığın somut olmayan kültürel mirası olarak mı kalsın? Açılım yapıyor en millisinden.

Yok efendim, Şanlıurfa’da bir adam 4 çocuk annesi eşine bıçakla saldırmış da kadın ölü taklidi yaparak kurtulmuş. Kadının hayati tehlikesi sürüyormuş. Adam işsizmiş de cinnet getiresiymiş!

Aile içi şiddet son bilmem kaç yılda yüzde şu kadar artmış. Ailenizin reisi mutfak çekmecesinden kurbanlık bıçağı kaptığı gibi sallıyormuş ortalığa. Ailenizin anası durur mu? Veriyormuş o da dayağı bebelere. Sabahları da asgari ücrete talim eden kahraman erkekleri evden çıkar çıkmaz ocağa bir tencere bulgur koyup geçiyorlarmış evlilik programlarının başına. Mış mış da mış mış.

Bir de çocuk gelin filan lafları ediyorlar. Bozulmasın diye gözünün içine baktığımız aile yapımızda kızlarını çocuk yaşta pazardaki mal gibi satışa çıkaranların sayısı artıyormuş.

Kıskançlar! Ailemizin yapısını karalayacak ya, töre cinayeti, kan davası filan gibi şeyler de geveliyor bazı haddini bilmezler. Bana kalırsa bunların da kökü dışarıda, fakat menfur emellerine asla ulaşamayacaklar. Ailenizin yapısı dibek taşı gibi dimdik duracak ayakta. Bu böyle biline!

Ne yani? Aile yapısı dizi izlemesin de, uzun kış gecelerinde pişpirik mi oynasın? Hain bir tuzak bu! Akılları sıra başımızın tacı aile yapımıza arkadan dolanmaya, ahaliyi kumara alıştırmaya çalışıyorlar. Bu durumda tuzağa düşmemek için aile yapımız ne yapacak? Zannımca, en uygunu para yerine sanal bitkoin faslından bitfasulye bastırmak suretiyle tombala çekmek. Parayla oynamak alenen kumara girer ki yapımıza ziyadesiyle aykırı düşer.

Laf aramızda, ailemizin yapısı bizatihi otuz iki kısım tekmili birden yerli dizi. Yalıdakiyle  gecekondudaki yapısal vaziyet üç aşağı beş yukarı  dizileri pek aratmıyor. Haliyle reyting patlaması yapacak dizimiz yalıda çekiliyorsa mekânlar, New York’a, Miami’ye filan uzayabiliyor senaryo gereği. Eh, ailemizin yapısı her şeye değer. Dökülen, saçılan, verilen, dağıtılan paralar aile yapımızın güncellenmesi için helal-i hoş olsun.

Hemşireler, nikâhta keramet vardır.

Nikâhı bastın mı, Türk Aile Yapısı olur çıkarsın.

Alman’ın, Fransız’ın, Arabın, Acem’in, Japon’un, Rus’un, bilmem kaç çeşit millet varsa hepiciğinin aile yapısı bir yana,  Türk aile yapısı bir yana. Hem bize ne onlardan?  Herkesin aile yapısı kendine. Her yapı kendi bacağından asılır.

Ama illa ki nikâh olacak. İmam nikâhı, müftü nikâhı, belediye nikâhı hiç fark etmez. Bir de mümkünse ailenizin reisine kayıtsız şartsız itaat. Pırasa istediği zaman kapuska yapmayacaksın söz gelimi. Ya kaynar tencereyi kafanıza geçirir ya da kurbanda kullandığı bıçağı sallayıverir alimallah.  

Hâlâ hayattaysanız en köpüklüsünden bir Türk kahvesi tutuşturun eline. Bir ihtimal sakinleşir. Siz de gidin, kafanıza soğuk su tutun.

Artık ailenizin yapısıyla ne kadar övünseniz azdır.