Davutoğlu koalisyon masasından kalkacak mı?

12 Ağustos 2015 10:12

Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, başbakan Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerini sonlandıracağını iddia etti. Tezkan'ın yazısı şöyle...

Kim bağladı?
Cumhurbaşkanı..
Nasıl mı bağladı?
Yeniden seçim fikrini ortaya atarak..
Eee, ne oldu?
Ne olacak, Davutoğlu’nun aklı karıştı.. İçine kurt düştü.. 
Niye?
Cumhurbaşkanı erken seçim olursa seçmenin kararını değiştireceği, AKP’nin yeniden iktidar olabileceğini iddia etti..
Davutoğlu samimi olarak CHP’yle koalisyon kurmak istiyor.. İstiyor ama bir türlü el sıkışamıyor..
Ya Cumhurbaşkanı’nın dediği doğruysa..
Ya kasım seçiminde iktidar olma kapısı açılacaksa..
Ya dört yıl ülkeyi yönetme şansı doğacaksa..
Ya Meclis çoğunluğu geri gelecekse..
Ya.. Ya.. Ya..
*
Kamuoyu yoklamaları (eğer doğruysa, manipülasyon değilse) tek başına iktidar sinyali vermiyor ama AKP’nin kafa kaldırdığını gösteriyormuş!..
Al başa bela..
O zaman, koalisyon risk..
Ama seçim de risk..
Koalisyona girip bir yıl, iki yıl sonra seçime gidip paramparça olmak var.. Kasımda seçime gidip umduğunu bulamamak, CHP’ye mahkum olmak da..
Davutoğlu bir türlü karar veremiyor..
İstikşafi mistikşafi diye süreyi uzatmasının nedeni bu.. Koalisyon pazarlığının ‘uzatmaya’ kalmasının nedeni de bu..
Davutoğlu bir karar verebilse..
Seçim mi, koalisyon mu? 
*
Davutoğlu’nun içine kurt düştü.. Ya Cumhurbaşkanı haklıysa, ya kasım seçiminde 276’yı bulursam düşüncesi içini kemiriyor..
Gönül rahatlığıyla koalisyona gitmesini engelliyor..
Eli kolu bağlandı demem bundan..
*
Ha diyeceksiniz ki.. 
Pazartesi günü dört saat süren, olumlu geçtiği söylenen toplantıya ne demeli?
Erken seçimden sonra aralık ayında yapılacak koalisyon görüşmelerinin altyapısı deyin..
Davutoğlu bir yolunu bulup masadan kalkacak ama nasıl?
CHP’yi kırmadan..
İktidar zorlaması için seçim istediğini topluma hissettirmeden..
‘Uğraştık ama olmadı, henüz hazır değiliz, en iyisi seçmene bir kez daha sormak’ diyerek..
 
MHP de girsin, üçlü koalisyon olsun..
MHP lideri..
Madem, zaman kaybına daha fazla izin vermemeli diyor..
Madem, Türkiye’nin kan gölüne döndüğünü söylüyor..
Madem, iç savaşa doğru sürüklendiğimizi iddia ediyor..
Madem, tehlike çanları çalıyor..
Madem, bu ortamda seçime gidilmesini doğru bulmuyor..
Madem..
O halde, ben de varım demeli.. Elini taşın altına koymalı.. 
Ne yapmalı?
Mesela, üçlü koalisyon önerebilir.. AKP-CHP-MHP koalisyonu..  
Madem, durum vahim..
Madem, kan gölüne dönüyoruz..
Güçlü değil, çok güçlü hükümet şart.. 
 
Zırhlı savcı kaçmış!
Altında Başbakan’ın verdiği zırhlı araçla turlarken.. Sadece aracı değil kendi de zırhlıyken.. Dünyayı ben yarattım havalarındayken.. Bir işaretiyle insanları hapse attırırken.. Astığım astık kestiğim kestik derken.. Hukuk kavramını çöp sepetine atarken..
Mağdurlar..
‘Yapma etme, hukuk bir gün sana da lazım olur’ diyordu..
Bu cümleyi sarf edenleri Ergenekoncu, darbeci suçlamasıyla içeri tıkmıştı..
*
Aradan yıllar geçti..
Önüne geleni darbecilikle suçlayan kudretli savcı hakkında darbecilik suçlamasıyla yakalama kararı çıktı..  
Kaçtı!.. Kaçarken de tweet atmış..
Demiş ki; ‘Hukuku keyfinize göre uygulama kalkmayın. Bu ülkede hukukun bir gün egemen olacağı ihtimalini hesaba katarak hareket edin’ demiş..
Kendine söyleneni..
Şimdi o söylemeye başladı..
*
2008 yılında sabaha karşı evini bastırıp gözaltına aldırdığı İlhan Selçuk uyarmıştı..
‘İş tersine döner’ demişti..
Düşünen adam heykelini hatırlatmış, düşün demişti; düşün!.. 
*
Hukuk adamları düşünmeli.. 
Hiçbir iktidar, hiçbir kudret, hiçbir vaat göz boyamamalı.. Artık bir tek ölçü olmalı:
Hukuk..