• USD  32,52
  • EURO  34,98
  • BORSA  9.774,37
  • ALTIN  2.435,20
SON DAKİKA
Ayasofya 15 Temmuz'da açılır

Enis Ersoy enis.ersoy@hotmail.com

Ayasofya 15 Temmuz'da açılır

11 Haziran 2020 17:04

Ayasofya konusunda aslolan Danıştay’ın değil, Erdoğan’ın kararıdır. Ve görünen o ki Erdoğan da kararını verdi.


Lafı uzatmadan adını koyalım, Erdoğan isterse Ayasofya'yı yarın açar. Bakmayın "Danıştay kararını bekliyoruz" dediklerine.

Oldu da Danıştay, hayır dedi. Ne olacak, "burası hukuk devleti, yargıya saygılıyız, vazgeçtik" mi diyecekler?

Danıştay'ın Erdoğan üzerinde ne kadar etkili olduğunu, Beştepe'deki Saray inşaatı sırasında gördük.  Yürütmeyi durdurma kararına karşılık Erdoğan "güçleri yetiyorsa gelip yıksınlar" demişti. Ne oldu, Saray yerinde.

Yani Ayasofya konusunda aslolan Danıştay'ın değil, Erdoğan'ın kararıdır.

Peki Cumhurbaşkanı Ayasofya'yı açacak mı? Bence evet!

Niye diyecek olursanız; dayanağım, tartışmayı muhalefetin değil, kendisinin başlatmış olması.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Erdoğan'dan habersiz, twitter'a Ayasofya'nın resmini koyup, "kavuşmamıza az kaldı" diye mesaj atabilir mi?

Cumhurbaşkanı, daha bir yıl önce açılmasını isteyenlere, "önce Sultan Ahmet'i doldurun, bu oyunlara gelmeyelim, bunların hepsi tezgah" demişti.

Aynı soru bir kaç gün sonra tekrar sorulduğunda ise Erdoğan asıl kaygısını ilk kez dile getirdi, "Unutmayalım dünyanın çok çeşit ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler, bu camilerin başına ne gelir, bunu düşünüyor mu?” dedi.

Peki ne oldu da aynı Erdoğan bir yıl sonra Ayasofya defterini açma ihtiyacı duydu?

Çünkü ekonomi berbat durumda. Eşi Emine Erdoğan'ın özel kalem müdiresinin kocasını başkanlığına getirdiği TÜİK'in açıkladığı rakamlara kendi seçmeni de inanmıyor.

Partisi eriyor. Geçmişteki DSP ve DYP örneklerinde olduğu gibi bir gecede onlarca milletvekilinin ayrılıp yeni kurulan partilere geçmeyeceğini kim garanti edebilir?

Erdoğan'ın artık kavga edeceği kimse de kalmadı. Türban bitti, CHP ile girdiği kayıkçı kavgaları artık kabak tadı verdi. Erdoğan'a yeni bir; Eyy İsrail, eyy Merkel, eyy, eyy Yunanistan gerekiyor.

Avrupa'daki camileri mi kapatırlar; Erdoğan ne kadar faşist, hoşgörüsüz olduklarının ortaya çıktığını söyler. Sonuçta Türkiye kiliseleri kapatmıyor, müzeyi camiye çeviriyor. Kendi toprağında ne yapacağını, Avrupa'ya, Amerika'ya mı soracak?

Ayasofya'yı 87 yıl sonra ibadete açan lider olmak, Erdoğan'ın oylarına mutlaka katkı sağlar ama bu katkının boyutunu kestirmek şu an için mümkün değil.

İşin maddi boyutuna gelince; batı Türkiye'yi para ile cezalandırmaya kalkar mı, muhtemeldir. Ama durum zaten kötü, Avrupa, Amerika biraz sıkıştırdı diye Türkiye batacak değil ya, "düşmanımın düşmanı dostumdur" diyen birileri mutlaka çıkar, para bulunur.

Erdoğan'ın kendi ortaya attığı ve hayatı boyunca hayalini kurduğu bir hedeften; tabanı, ortağı, muhalefet bile bu kadar istekliyken vazgeçeceğine fazla ihtimal vermiyorum.

Peki, "neden top Danıştay'a atılıyor?" derseniz, hem hukukun üstünlüğü(!) gereği hem de belirli bir takvim uyarınca ilerliyor olabilirler. Yüksek Mahkeme, 2 Temmuz'da kararını açıklayacak.

"Açılacağını söylüyorsun da gününü nereden uydurdun?" derseniz, yine tamamen tahmin hakkımı kullanıyorum.

Bu yıl korona yüzünden köprü üzerinde kalabalıklar toplanamayacak. Törenler geçmiş yıllardaki coşkusundan uzak olacak.

Ama Erdoğan'ın belki de kendi kıldıracağı sabah namazında sosyal mesafeye uyarak milyonu aşkın insanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak görüntü, her müslüman üzerinde unutulmaz bir etki yaratır.

Camiler genellikle cuma namazıyla açılır, ama çarşamba gününe denk gelen, resmi tatil olan 15 Temmuz için bir ayrıcalık yapılabilir diye düşünüyorum. 2 Temmuz'a az kaldı, bekleyip göreceğiz.

Bu arada, olur da Ayasofya açılmazsa, "ne oldu, açılış tarihine kadar veriyordun" demeyin, bu yazı bir tahminin, senaryo ile süslenmesinden ibarettir. Ama tahminim tutarsa, havamı basarım ona göre. Kalın sağlıkla…