• USD  32,45
  • EURO  34,82
  • BORSA  10.045,74
  • ALTIN  2.421,74
SON DAKİKA
KADININ YAŞAMA HAKKINA DARBE

Canan Güllü cgullu@gmail.com

KADININ YAŞAMA HAKKINA DARBE

15 Ekim 2020 07:21

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 12 yıl 6 ay ceza alan Kadir Şeker davasının peşini bırakmıyor. Canan Güllü sürecin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gideceğini belirtti. Güllü kararın kadınların yalnız yürümelerine darbe olduğunu söyledi


Kadir Şeker olayının doğru bakış açısını ortaya koymamız lazım.Kadir Şeker dersaneden çıktığında eve giderken içinden gelen dünyasıyla parktan gelen sese yönelmesindeki farkındalığını çok önemsiyoruz. Bu nedenle bu farkındalığın sonucunda bir ölüme sebebiyet vermiş olması acı ama bu ölüme sebebiyet vermenin tasarlanmış bir cinayet ya da önceden planlanmış bir olay olmadığını, oraya gitmesinin ne kendisinin ne ailesinin ne de dostlarıyla bağlantılı bir olay olmadığına dikkat çekmek isteriz. O dönem itibariyle kadınlar cinayete uğrarken,şiddete uğrarken destek mekanizmalarının eksikliğinin ne kadar çok konuşulduğunun altını çizelim bir kere..

Kadir Şeker'in 12 yıl 6 aya mahkum edildiği Türkiye de, 2 binli yıllarda Nahide opuz davası nedeniyle Türkiye tazminata mahkum edilmişti. Kimdi Nahide Opuz?Diyarbakır da şiddet gören ve defalarca kolluğa ve yargıya müraatatına rağmen sonuç alamayan, hatta 8 bıçak darbesi almasına rağmen suçlunun 800 lira para cezası alması ve hatta bu parayı da taksile ödenmesine hükmedilen bir vakaydı. Nahide Opuz daha sonra şehir dışında yenden darp edildi ve annesi öldürüldü. Bu olayla Avrupa insan hakları mahkemesi tarihinde ilk defa Türkiye'yi para cezasına mahkum etmiştir. Bir ülke için vatandaşını koruyamama cezasıdır bu.Biz böyle bir ülkedeyiz.

Bugün Kadını korumakla mükellef olan Kadir Şeker'e 12 yıl ceza veriyoruz.Bu ceza sokakta dolaşan kadına şiddet uygulayanlar için bir özgürlük kadının ise yaşama hakkına bir darbedir.

Türkiye'nin içinde bulunduğu vatandaşını koruyamayan ülke pozisyonundan vatandaşını korumak için kendini feda eden genç arkadaşın tutuklanmasına giden süreçtir.

400 kadının öldürüldüğü ve öldürülme aşamasında kolluğun geç gelmesi,müdahelenin eksik yapılması, koruma ve kollama noktalarında sürecin doğru işlememesi, ihbar yükümlülüklerinin doğru yapılmadığı bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. 

İhbar yükümlülüğünün var olduğu bir ülkede şiddetin suçsuz kaldığına tanıklık etmiş bir gencin olaya müdahelesinin sonucu bu olmamalı. 

Bu bizi sokakta yanlız yürüme şiddete maruz kaldığımızda imdat isteme, cezasızlıkla neredeyse kadına karşı şiddetin ödüllendirildiği ülkemizde şiddetin engellenmesi için neredeyse canını ortaya koyan bir gencin ceza alması herkes gibi beni de dumura uğrattı.Ben bu davanın sonucunda itiraz dilekçesinin detaylarıyla incelenerek yeniden yargılanmanın yapılacağına inanıyorum. İç hukuk bittikten sonra Avrupa İnsan hakları mahkemesine kadar sürdürülebileceğini ve bu sürecte bir hayatın kararmaması için Kadir Şeker gibi duyarlı vatandaşların duyarlıklarını kaybetmemeleri için mücadeleye devam eceğim.